31 Mart 2012 Cumartesi

istanbul sokaklarıı

''söyleyin sevgilin nerde'''
 çare bulun derdime istanbul sokakları''

bazen şarkılarla bir çok anı sizi ziyaret eder...
bu akşam için mutfakta babama meze hazırlarken dilime dolandı bu şarkı...sonra çocuklugum ortaokul çagım geldi aklıma...
   babam haftasonları gelırdı eve yolda çalışırdı,tutku genelde sokagın köşeindeki kaldırıma oturur babamı beklerdi.annem yemekleri yapar beklerdi,akşamüstü oldu mu,babam elindeki torbalarla gelirdi.hemen torbalara yumulurduk.annemın sıgarası,kolamız ve cıkolatalarımız rakısıyla gelırdı.sımsıkı sarardı babam bızı.cuma gunlerını bu yuzden severım hep,cumalar hep kavusmadır benım ıcın,pazarlarda veda...
   arada komsular eslık ederdı bıze yasemin teyzemler...alimenin sesi güzeldir,mehmet amca sazı alırdı eline başlardı tıngırdatmaya ben köşeye büzüşür onları dinlerdim...ortaokul cagımızda ya 1. sınıf ya 2. sınıf şakrana gitmişiz demiryolu kampına istanbullu bır cocuga asık olmusum,o donem herkes asık ya bende olucam=)neyse 11 gun gulduk oynadık falan donduk ızmıre...bu haftasonu bulusmalarında hep alımeden ıstanbul sokaklarını ıstedım o soyledı ben iç çektim...masalarda rakılar,mezeler bulunurdu gecenın sonunda yasemın teyzeden meyve tabagı salgım senı sevıyorum notuyla...yıllar boyle gectı...
   yasemın teyzem uzaklara gitti,sazlar yine çalındı,ama o neşe bir daha olmadı...

18 Mart 2012 Pazar

hatırlamak unutmaktan zordur...

   kaç kez aynı sözcükle uğurlandım bende saymadım ''yolun açık olsun.''
   kısırdöngülerle geçen kaçıncı yıldayız,,,yolun açık olsun biten her veda paragrafı,ben yine burdayımla başlayan merhabaların habercisi...
   hep aynı hatayı yapıyorum gereksiz yere ben burdayımlara izi veriyor,biriken öfkemi kusuyorum,sonra kestirip atıyorum.o vicdanını rahatlatıyor ben öfkemi yok ediyorum sonra o öfkeleniyor ben kaldığım yerden devam ediyorum.
   görmeyince duymayınca daha huzurlu oluyorum ki bundandır artık yok saymam...
  

10 Mart 2012 Cumartesi

maskeler düşer...

 bugünlerde maskem kolayca düşüyor oysa her sabah 5 dk yüzümü boyamakla geçiyor...
 kendimi güzel hissetmek mi güç verecek bana tabii kii hayır...
ara ara yüzüm düşüyor sebepsiz ekrana bakarken gözlerim doluyor,,,sabahları yine suratsızım evet servıse bındıgımde kımseye gunaydın dıyesım yok,boş gözlerle bakıp günaydın diyen sahte tebessüm istemiyorum mesala...masama oturup günlük gazeteleri okurken o saçma ebru şanlının plates hberlerınıde okumak istemiyorum...elif şafağın londrada böyleydi şöyleydi yazılarını okumuyorum yapay yapay...tuna kiremitçinin deprasyon çarelerine ne demeli yavrum ne gördün hayattan sen diyesim var cidden adam deprasyona girmeyi şımarıklık kabul ediyor...şimdi soruyorsun aslı derdin köşe yazarları mı?tabii ki değil...
  susuyorum çoğu kes ''sende birşey var sözüyle uyarılıyorum maskem kolayca düşüyor işte....
  içimde yine konuşuyorum kendimle sövüyorum gelmişime geçmişime,,,
  alıyorum kucağıma o sevimsiz kızı saçlarını okşuyorum,ufak bir öpücük konduruyorum...

9 Mart 2012 Cuma

solan çiçekler gibi sarardı tüm fotoğraflar,çerçeveler bomboş saat sadece akrep ve yelkovan hareketıne gebe...
adımlarım desen daha yavaş daha tedirgin...
yürüdüğüm yollara tökezlediğim tüm taşları ben koymuşum oysa...
düştüğümde kaldıracak elleri yok saymayı unutmuşum...