23 Haziran 2012 Cumartesi

son dans,
son sarılıp uyumak,
son veda busesi,
son seni seviyorum diyişin,
ve arkana bakmadan son gidişinmiş meğer
fark edemedim,,,
çeşme/5/12/08

17 Haziran 2012 Pazar

soyleyecek o kadar soz varken susmayı biliyorum.beynını sırtında taşıyanlar arasında...
    ne kadar sahte hayatların ruhlarıyla yaşıyor bedenlerimiz...bir boşluk diye nitelendirdiğimiz şu aşksızlık var ya,hani çok an paylastıgımız insanların izleri...geriye gidilemeyecek olmanın hüznüne,keşkelerin pişmanlıklarını ekliyoruz sonra mı ha hay ben mutluyum naraları atıyoruz...yok öle bir dünya kaydıraktan kayıp nasıl düştüysen öle düştün kanayan dizin değil,kolun değil ya kalbin...gececek illa ki geçiyor illa ki tutunuyorsun en kırılgan yerınden....önce gelicek insanlar ne kadar kötü yanı varsa anlatıcak hak vereceksın belkı,sende eşlik edeceksin bir halı gıbı yerden yere vuracaksınız sevdıgını,,,kafanı yastıga koydugunda pişman olucaksın soyledıgın her soze ofkemdı,neftetim de diyeceksin en konduramadığın şeyi bir kez daha kendıne itiraf ediceksin''sevdin,aldandın''

12 Mayıs 2012 Cumartesi

sebepsiz bir hiçlik duygusuna gebeyim bugünlerde,,,
birgün diğer günü kovalarken içimde büyüyor,
sebep yokken gözlerim doluyor,
öfkeme bahanelerimi eklerken buluyorum kendimi,,,
her adımda bir daha yorgun düşüyorum sonra
bir yaşlı kadar ağır adımlarla çıkıyorum merdivenleri
nefesim kesilecek gibi,,,
hiçbir insan yanıltmıyor beni,
ve kimseden zerre beklentim yok,
çünkü beklentiler yorar insanı kırar paralar çoğu zaman
aşkla hiç aram yok ne zamandır,kalbimi bir gözle buluşup çarpması
diye bir olay yok bedenimde...
sokakta ele ele tutuşan hiçbir çifte imrenmiyorum mesala,
kafasını omzuna yaslamıs sevdıgının bıseyler anlatan kız ilgimi çekmiyor,
filmlerdeki gözyaşları hep sahte gelmiştir zaten iki damla ağlamak der geçerim ben,,,
sonra ben kimseyi özlemiyorum ki...

7 Mayıs 2012 Pazartesi

sit com gibi bir aileyiz.iyi bir dizi senaryosu cıkar hayatımızdan hatta retıng rekorları bıle kırar.
pazar gunu ızmır meshur boyozu için düzenlenen fstival vardı.sabahtan leyla ile gittik arkadaslar falan kordon ahalisi iyi iş yaptı düşün girdiğimiz cafede kahvaltı yok diyorlar=)bende bıraz takılıp denız goren bır yere otururur şöyle yumurtalı peynırlı enfes bır kahvaltı yaparız dıye dusunuyordum nerdeee=)nese takıldık işte 5 kadar.arkadasın ısatnbuldan gelen mısafırı fala falan baktı evlencekmısımde mutsuz olcakmısım pehhhh dedım ıcımden
eve geldık babam bısey yememıs sınırlı dus alayım dedım cıktım baktım yemege baslamıs.babam ascıdır cumartesı pazar mutfaktan cıkmaz ole bırgundeyız hızlı ateste paatesler fazla kızarmıs annem laf soyleyınce olay oldu halıyle=)bızımkılerde bole bırıne baktın dıye kavga etmezler,aılelerı yuzunden etmezler fakat konu yemek olunca yerler bırbırlerını=)

22 Nisan 2012 Pazar

yorgun muyum??
evet çok yorgunum,,,
birbiri ardını izleyen günlerin esiri olmaktan yorgunum,değişmeyen insanlardan yorgunum,o akıl almaz önyargılardan yorgunum,benim diye böbürlenen boş beyinli insanları etrafımda görmekten yorgunum...
 

10 Nisan 2012 Salı

bulabilecek miyim eski seni

  uzat hadi kolunu himayene gelmek için koşuyorum yine,dudaklarım kupkuru gözlerim nemli...
  bulabilecek miyim eski seni?
  orda küçük demir yeşil kapılı bir ev vardı,yürürken gıcırdardı tüm tahtalar ve ben hep korkardım her adımımda geceleri fareli köşkten...
  yüzümde hissetmek istemezdim nefesini,kafamı yasladım mı himayene sardın mı bellinden kalp atıslarını hisserdim ben...sırtını seni seven bir dağa yasladı mı insan huzura erermiş,huzura ererdim,her gece gelecek günleri düşünmeden uyumak muhteşem bişeymiş oysa,nolcak demeden,nerdeyim demeden...
  sarı kırık aynada saclarımı yapardım,makyajımı tamamlardım bellımden sarardın ya benı havaya kaldırıp döndürürdün,,,sarılırdık sımsıkı kokun içime dolardı,yüreğim sen kokardı.
  üşürdüm ben yağmurlu nisan akşamlarında bir elini cebine alıp diğer elimi ısıtırdın usulca..
  gece karanlıgı sokaklara yayılırdı,o dik yokuştan kaç kez ele ele koşardık arkamızdan gelen çığlıklara aldırmadan...
  yine yağmurlu bir nisan ve her yağmurlu gün gibi aklıma düştü toz pembe günler... 

31 Mart 2012 Cumartesi

istanbul sokaklarıı

''söyleyin sevgilin nerde'''
 çare bulun derdime istanbul sokakları''

bazen şarkılarla bir çok anı sizi ziyaret eder...
bu akşam için mutfakta babama meze hazırlarken dilime dolandı bu şarkı...sonra çocuklugum ortaokul çagım geldi aklıma...
   babam haftasonları gelırdı eve yolda çalışırdı,tutku genelde sokagın köşeindeki kaldırıma oturur babamı beklerdi.annem yemekleri yapar beklerdi,akşamüstü oldu mu,babam elindeki torbalarla gelirdi.hemen torbalara yumulurduk.annemın sıgarası,kolamız ve cıkolatalarımız rakısıyla gelırdı.sımsıkı sarardı babam bızı.cuma gunlerını bu yuzden severım hep,cumalar hep kavusmadır benım ıcın,pazarlarda veda...
   arada komsular eslık ederdı bıze yasemin teyzemler...alimenin sesi güzeldir,mehmet amca sazı alırdı eline başlardı tıngırdatmaya ben köşeye büzüşür onları dinlerdim...ortaokul cagımızda ya 1. sınıf ya 2. sınıf şakrana gitmişiz demiryolu kampına istanbullu bır cocuga asık olmusum,o donem herkes asık ya bende olucam=)neyse 11 gun gulduk oynadık falan donduk ızmıre...bu haftasonu bulusmalarında hep alımeden ıstanbul sokaklarını ıstedım o soyledı ben iç çektim...masalarda rakılar,mezeler bulunurdu gecenın sonunda yasemın teyzeden meyve tabagı salgım senı sevıyorum notuyla...yıllar boyle gectı...
   yasemın teyzem uzaklara gitti,sazlar yine çalındı,ama o neşe bir daha olmadı...

18 Mart 2012 Pazar

hatırlamak unutmaktan zordur...

   kaç kez aynı sözcükle uğurlandım bende saymadım ''yolun açık olsun.''
   kısırdöngülerle geçen kaçıncı yıldayız,,,yolun açık olsun biten her veda paragrafı,ben yine burdayımla başlayan merhabaların habercisi...
   hep aynı hatayı yapıyorum gereksiz yere ben burdayımlara izi veriyor,biriken öfkemi kusuyorum,sonra kestirip atıyorum.o vicdanını rahatlatıyor ben öfkemi yok ediyorum sonra o öfkeleniyor ben kaldığım yerden devam ediyorum.
   görmeyince duymayınca daha huzurlu oluyorum ki bundandır artık yok saymam...
  

10 Mart 2012 Cumartesi

maskeler düşer...

 bugünlerde maskem kolayca düşüyor oysa her sabah 5 dk yüzümü boyamakla geçiyor...
 kendimi güzel hissetmek mi güç verecek bana tabii kii hayır...
ara ara yüzüm düşüyor sebepsiz ekrana bakarken gözlerim doluyor,,,sabahları yine suratsızım evet servıse bındıgımde kımseye gunaydın dıyesım yok,boş gözlerle bakıp günaydın diyen sahte tebessüm istemiyorum mesala...masama oturup günlük gazeteleri okurken o saçma ebru şanlının plates hberlerınıde okumak istemiyorum...elif şafağın londrada böyleydi şöyleydi yazılarını okumuyorum yapay yapay...tuna kiremitçinin deprasyon çarelerine ne demeli yavrum ne gördün hayattan sen diyesim var cidden adam deprasyona girmeyi şımarıklık kabul ediyor...şimdi soruyorsun aslı derdin köşe yazarları mı?tabii ki değil...
  susuyorum çoğu kes ''sende birşey var sözüyle uyarılıyorum maskem kolayca düşüyor işte....
  içimde yine konuşuyorum kendimle sövüyorum gelmişime geçmişime,,,
  alıyorum kucağıma o sevimsiz kızı saçlarını okşuyorum,ufak bir öpücük konduruyorum...

9 Mart 2012 Cuma

solan çiçekler gibi sarardı tüm fotoğraflar,çerçeveler bomboş saat sadece akrep ve yelkovan hareketıne gebe...
adımlarım desen daha yavaş daha tedirgin...
yürüdüğüm yollara tökezlediğim tüm taşları ben koymuşum oysa...
düştüğümde kaldıracak elleri yok saymayı unutmuşum...

17 Şubat 2012 Cuma

kalanda sürgün....

    terkedenler için seçimler yapılmış,alınacak kararlrının bütünü alınmıştır...kalan içinse tek bir seçenek kalmıştır,seçilen  yolu öyle yada böyle  devam ettirmek...yol ki uzar gider,her yol ki çıkmaz değildir,çıkılamaz değildir...kalanın canı yanar hep,yas tutmak çoğu kez kalana düşer...kalan öldürür içinde katili hep kendini bilir olmayan aşkın...bahaneler uydurur,amalara keşkelere sığınır...sebepleri nedenlerle pekiştirir durur...
   boşluklarsa hep dolar,ya bir çamur doldurur ya bir altın parçası...dolar nasılsa ne önemi var ki geçti dersin bitti dersin...her adım da kendıne bır kez daha yönelirsin kanar durur bir yara...sırtını güvenli göğüslere yaslarsın,severler kabul ederler şevkat verirler çoğu kez ama hep giderler hep bir parça terk ederler...gözlerin başka gözlerle buluşur ellerın baska ellere dokunur...dersın kı o başkaydı,o bambaşkaydı candı aşktı...
    ve kalansan inan bana gidenin halinden anlamazsın...


 anlamıyorum anlamdıramıyorum çünkü ben ömrümce giden olamadım,yapamadım....

12 Şubat 2012 Pazar

neden ben,,,(bir sinir çığlığıdır aldırmayın)

  anlamıyorum ya neden normal ınsanlar gıbı,sevgı dolu bır ınsan cıkmaz benım karsıma ...
  sınırlerım cıdden tepemde,,,
  sebep:neden bu adamlar yaklasırlar konusurlar hafıften duygularını acarlar sonra pırrrr ususurlar ardından da  nısanlanırlar bazen  evlenırler ama duramazlar benı ararlar hal hatır sorarlar aklımdasın msjı verırler vermeyın kardesım aklınızda olsam nolcak...bak eşine nisanlına ıyıyız işte yalnızız,deli gibi hiç düşünmeden çalışıyorum çalışmak beni motive ediyor ayakta tutuyor...
   aramayın sormayın acılmayan telefonların ardından alınan msjlar niye...olmadı iş yerımı aramalar offff....

11 Şubat 2012 Cumartesi

içsel bi mırıldanma...

bakarsan anlamdan yoksun bir ilişkimiz vardı bizim...
arada mırıldanırdık sevgi sözcüklerini,adıyla hıtap etmezdım ben oysa telefonu kapatırken yapmacıktan da     olsa senı sevıyorum demesını ısterdım bılırım sevmezdı sevemedı...
bır cocuk gıbı hımayesıne alırdı benı sacımı oksardı sonra dalardı televızyona ben uyuyana kadar...her kavganın sebebı ben afdıleyenıde ben olurdum guvenemedım bır turlu beceremedım her guvendıgımde baska bır şey cıktı aldatmadı belkıde ben gozlerım kapalı buna ınandım...evet gozlerım hep kapalıydı sabıt bır noktaya bakan ıkı gozum vardı evren denılen koca sey sadece o ve bana aıttı aılem boşluktu,arkadaslarım boşluktu,dostlarım hıc yoktu...
  mutlu muydum değildim körü körüne inandığım şeylerin ardından koşup koşup düşen yara bere içinde kalan hep bendim...olamayanı olduramazsın hayatta ben olmayan sevgıye emek verdım çoğu kez gözyaşlarımla suladım,,,
   sonra noldu ınandıgım baska bır ınsana teslım oldu,telefonda agladıgım ınsana eş oldu...
   ben mi noldum paralandım,parçalandım,lanetler yağdırdım ama YENİ Bİ BEN OLDUM...
   OLDUGU YERDEN SEYREDERKEN BULUYORUM BENI COGU KEZ ADIM ADIM IZLERKEN...GELDİĞİMİZ NOKTA APAYRI YOLLARDA...

    tek kelımeyle huzurluyum...sebep:aılemleyım,dostlarımlayım ve istediğim yerdeyim....

31 Ocak 2012 Salı

uyuyamıyorum,uyanamıyorum sabahları...
koşar adımlarla servise yetişiyorum,,,erken yatsam dıyorum sagdan sola donerken gecen vakıtlere teslım oluyorum haydı en baştan...
çok yorgunumm...yine gidesim var,,,

28 Ocak 2012 Cumartesi


14 Ekim 2010 Perşembe

sil baştan...

yok öle birşey kendimizi kandırma şeklimiz bu bizim...
nasıl başlayabilirsin ki en baştan...düşünsene bi sildim dediğin şeyler gelmez mi aklına...yırt at resımlerı,yazdığın yazıları,cıkar hayatında ona dair kaç insan varsa illa ki güçlüyüm naraları atacaksa ruhun yap hepsini ama aynaya baktığında kendinlesin...sen kır dök ben toparlarım nasılsa de sil baştan hadi başlıyorum de bir başkasına geçicek mi sanıyorsun hiç olmamışcasına sarabilecek mi dostun...
ruhumuzu kandırıyoruz sadece kaç kez sil baştan dedim kendime...kah ylbaşında dedim bunu kah her pazartesi...sonra güldüm geçtim kendime ben sil baştan yapamadım...
canımı acıtanları kolay affedemedim,hayatıma gerip hadi eyvallah deyip çekip gidenlerin ardından düşünmeden edemedim,öfkemi bastırmayı bir türlü baceremedim,,,
her sil baştan dedirten şeye lanetler okurken ruhun unutmayı beceremez ki...

31 Ekim 2010 Pazar


yeter demek yetmez ki bazen...

yeter diye çığlıklar atıyorum bu aralar yastığı kafana basıtırırsın ya bazen uykun kaçar dısardan gelen sesleri duymamak için yada ağlarken sesin duyulmaması için...

ben bile aynadaki eski beni

10 Şubat 2011 Perşembe

sadece boşluk...

kelimelerin büyüsü vardır...her büyü illa kötü olucak değil ya...
tüm kelimelerim kötü,kirli paslı bu aralar...
bağıra çağıra içimi acıtan şarkıları söylemek istiyorum...
gözümde büyüttüğüm devi karıncaya çeviren yalnızca öfkemmiş oysa,,,
bir cümle bitmeden diğer cümleye başlayabilmemin sebebide öfkemmiş ...hazırcevap bi insan değilim oysa....
yutkunuyorum her yutkunusta bir damla gözyaşı gidiyor benden,bir nefret dolu söz...
öfkem bitmedi ki hala...
derin bi rahatlama var...ama tarifi olmayacak bi boşluktaaaa...
ucsuz bucaksız bır yokusu tırmanıp gelmiş bir çocuk kadar yorgunum
bir bardak suyu kafama devirip,yatagıma atmak istiyorum kendimi
ubat 2011 Perşemb

13 Aralık 2011 Salı

mahrem...

Derler ki, aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da doludizgin devam ederken unutulabilirmiş aşk. Neyse ki, Zühre yıldızı varmış göğün üçüncü katında. Halen âşık olup olmadıklarını ve eğer âşıklarsa kime âşık olduklarını hatırlayamayanlar, göğün üçüncü katına çıkıp, Zühre yıldızının elindeki aşk aynasına bakarlarmış. Baktıklarında gördükleri yüz, âşık oldukları kişinin yüzü olurmuş.

Derler ki, bazıları sadece zifiri karanlık görürmüş aynada. Böylelerinin hafızalarından şüphe etmeleri yersizmiş. Çünkü
ne kadar dürüstsünüz diye sormak istiyorum bazen,,,
mutluluk herkese göre göreceli bir kavram,,,
söylenmesi kimi zaman basit gibi görünsede,,,
canına susamış katillerim var benim...
sözlerimle idam edeceğim cümlelerim var...

herkes yanlış değil,herkes doğruda değil...
    kilometrelerce benım yuruyebılırım su an,nefesım bogazımda dugumlensede,sesımın bır daha hıc cıkamayacagını bılsemde çıglıklarımla ınletebılırım yerı gogu,,,  

22 Ocak 2012 Pazar

gelmeyene gidilmezmiş
yollar çıkmaz girdiğinde
kapılar teker teker üstüne kilitlenirmiş,

sürgün yemiş sahte tebessumlere mahkum,
yarım kalmış tüm hikayeler,

-dili geçmiş zamana hüküm yemiş
tüm terk edilenler,,,

bakma sen geçerlere,çivi çiviyi söker diye
başlayan cümlere,,,

bir kere oynan sahne
tekrarlanamaz,

15 Ocak 2012 Pazar

ardışık sayıklamalar

  dolduralamayan boşluklara gebe ruhum,,,
  anıları unutturacak bir güç yok bende izler hep peşimde...mutluydum ben sarıldıgında kokusunu her duydugumda,bır tepsıye koyulan ıkı bardak ıkı sımıtle mutluydum...şimdi mi evet yine mutluyum hayatımdakı tum eksıklerı tamamlamısken eksık olan şey ruhumda...bir boşluk buyuyor gunler gectıkce ozlemle beraber,,,
   öfkeye boğulan hırsın içinde yeşeren ardışık sayıklamalarım var benım keskelerle amalarla avutamadıgım nıce çığlık...bastırılmayacak birşey değildir hüzün,yok edilemez değildir gözyaşı bir yutkunus bir boğaz düğümlenmesinden ibaret acı...
   şevkata merhamet eder istese tüm bedenim,,,adım adım izliyorum izleri sayfalardaki yüzlerin yerine yüzümü koyuyorum sahnemde oynatıyorum bu defa kendımı,,,şizofrenik duygulara esir oluyorum,,,
sonra şükrediyorum diyorlar ya hep bir eksi vardır hayatta yada hep bir eksik...
 
  

dostlarla yapılan sohbetı hıcbırseye degısmem kı ben...

  bılırım kı yanımdalar zor gunlerımde ve bılırım kı yanlarındayım...
  dogrularını yanlıslarıyla kıyaslamadan,yanlıslarımı dogrularıma bıcmeden konusabılıyorum ya otesı yok...super bır sohbettı huzurdu kısacası ihtiyacım varmış...

9 Ocak 2012 Pazartesi

BİR GÜNAYDIN METNİDİR,

GÜNAYDIN,
    şairin dediği gibi; '' hep onu sevenin gözlerinden kaçarak, karışarak toplumcu gerçekci yalnızlıklara''diyorum.
itiraf etmelıyım kı benı sevmeye çalışan,değer veren birinden kaçıyorum,,,çünkü uzakta,çünkü onu üzmek istemiyorum istediğimiz gibi süregelmezse yaşam benden daha fazla üzülür...hiçbirşey yaşamamış bir kişinin bir aşka düşmesi soğuk suya dalması gibi birşey olacak,ve sonra kendı denızınde bogulacak,,,ben boguldum ve yüzeye cıkmam haylı zaman aldı o yüzden yorgunum pervasızca savuramıyorum ınsanların duyguları harcayamıyorum ucuzca, mutluluksa anlık olmamalı,sonunda adım adım pişmanlık gelıcekse gölge gibi varsın yalnız kalayım diyorum...nasıl olsa yalnızlık ömür boyu....

turuncu havuc,kırmızı domates,yeşil ıspanak

pazara gıtmeyelı ne kadar olmuş üniversite yıllarında her perşembe çıkardım pazara,,,
hava hafıf puslu gri,hafiften yagmur cılesıyordu brandaların altından damlayan sulara aldırmadan bagrısmalar devam edıyordu hıc kımsenın umrunda değildi ne yağan yağmur ne hafıften usuten ruzgar herkes bır sekılde devam edıyordu,,,sıparıs edılen onluk ıcın kıyafet bolumune gıderken pazarın dısında kaldırımdakı el arabasında basında kasketıyle yaslı amcadan yesıllıklerı alıp koyuldum yola,havucları secmeden doldur be amca dıyıverdım,ıspanaklardı pırasaydı derken unuttugum bırsey var gıbıydı soganlarla patateslerı almayı unuttugumu farkettım 12 yaslarında cocuk bellı kı babasına yardıma gelmıstı hafıf mahcup soguktan kızarmıs yanaklarıyla buyur abla dedı 1 kılo sogan 1,5 kg patates dedıgımde suratındakı yapamam mı der gıbı bakıs benı guldurdu hadı doldur doldur derken baktım bızım delıkanlı astı kendını ıkı sogan ıkı patates atıyo hepsı beraber olmaz dıyıverdım babası guluyor ben guluyorum bırde demez mı sasırttın işte naptıysam artık:)babalarının yanında o gun calısan bır cok cocuk vardı kımı marulları suluyordu,kımı elmaları kasadan kasaya gecırıyordu calısma derdınde hepsı,,,bırde yası buyuk gonlu kocaman amcalar vardı tıtrek ellerıyle torbalara bırseyler doldurmaya calısan,,,kasvetlı hava,renk ve ses çümbüşü özetle hakimdi çamkıran pazarında...

8 Ocak 2012 Pazar

kader mi??*

            kaderımızı kendımız yazsak hepımızın ellerındekı kalemden pembe toz şekerler dökülürdü,,,zengin olurduk,aşkın dorunluklarında olurduk,sımsıkı sarıldıgımız dogrularımız yanında hepımızın yanlışlarını yok eden gözlükler takardık kesın sevdıklerımıze,,,
         

7 Ocak 2012 Cumartesi

lay lay lay laaaa çığlıkları atıyor benliğim....

   tümsekler aşılmak için midir?çukura düşmeden düz yolun kıymeti anlaşılmaz mı?tüm bu saçmalıkları sorgularken bulmuyor değilim kendımı...beynımdekı kucuk cucelerle 24 yıldır savas vermekteyım savası kımsenın kazandıgı yok devamlı onlar konusuyor ben dınlıyorum ben konusuyorum onlar dınlıyor aslında bu savasta değil ya....
   bugun bır arkadasın dedıgıne gore babamın sımarık kızıymısım sahii öyle mi?babam ne ıstedıysem bugune kadar hepsını yerıne getırmıstır annem daha otorıter bı kadın olmustur evde,,,babam yolda calıstıgı zamanlardan kalma alıskanlık işte...tüm kaprislerim bu yüzdenmiş vallahi yalan,,,tamam hastalandığımda kaprisli oluyorum hepsi o kadar,,,
   bugun ofısın ortasında ''kimler mutlu parmak kaldırsın diye bağırasım geldi''yan masadaki genel müdürü görünce gitti tüm isteğim herkesin suratı bir karış cumartesi cumartesi napıyorum burda der gibi,,,birde ofisimizin gülleri var bunlar 10da gelme ozgurlugune sahıp yıllanmıs şaraplarımız oluyor saat 3te gıdebılıyorlar ayrıca...
   her insan değişik bir kafa yaşıyor oda ayrı bir konu şimdi,,,herkesin ayrı bir derdi var birde...kardeşimin sınavları,annemin mutfak tadilat gün telaşı,arkadasımın hamılelık bulantıları bı dıgerının finallerı...